Korkuyu Beklerken

8 tane hikâyeden oluşmaktadır. Kaygılı ve çok ürkek bir adam olan ana karakter günün birinde dışarıdan eve geldiğinde mutfak rafında asılmış isimsiz bir mektup görür. Mektubu alır ve okur ama mektuptan bir şey anlamaz çünkü mektup eski ve kullanılmayan bir dilde yazılmıştır. Bu durumdan çok fazla rahatsız olan ve endişelenen kahramanımız merakına yenik düşerek eski bir dil uzmanı olan arkadaşına mektuptan bahseder ve merak ettiğini ondan mektubu okuyup çevirmesini ister.

 Arkadaşı mektubu okur ve mektubun eski bir mezhebe ait olduğunu düşünür fakat mektuptan hiçbir şey anlamaz ve o da eski dillerin uzmanı olan bir arkadaşına mektuptan bahseder ve mektubu çözmek istediğini söyler. En sonunda mektubu çözerler ve mektupta “bu mektubu okur okumaz evden asla çıkmayınız” yazdığını öğrenirler. Ana karakterimiz mektupta yazanı öğrendiğinde arkadaşları ile dalga geçer ve mektubu ciddiye almaz ancak içte içe de sürekli düşünmektedir ve zamanla bu düşünceleriyle zihnini yer. 

Çevresindeki herkese birkaç aylığına tatile çıkacağını söyler fakat aslında kendini eve kapatır. Kendi kendine kalan kahramanımız bir süre sonra mektup dışında hiçbir şey düşünemez hale gelir. Bir süre sonrada yiyecek ve içecekleri tükenmeye başlar ve üzerine evden çıkmadığı için faturalarını da ödeyemez ve telefonu da kapanmıştır. Açlıktan bayılmak üzereyken kapısı çalar ve karşısında yakınındaki marketin çırağını görür broşür vermek için gelmiştir kahramanımız çırağa evden çıkmadığını ve ondan ara ara gelip kendisinden sipariş almasını ister artık yiyecek ve içecek sorununu da çözmüştür. Fakat yalnızlıktan çok fazla sıkılmıştır ve bu seferde yalnızlıktan kafayı yemek üzeredir. Daha sonralarda evden çıkmadığı ve çalışamadığı için parası tükenir ve artık sipariş de verememektedir. Yine açlıktan zorlanmaya başladığı anda bu seferde bankadan kendisine bir ikramiye çıktığının haberini alır eline geçen bu para ile bol bol yiyecek ve içecek alır.

Bu durumdan çok sıkılan kahramanımız her şeyi unutmaya karar verir ve evden çıkmaya karar verir teyzesinin yanına giderek evlenmek istediğini söyler bu süreçte eve hiç gitmez bir gün eve gitmeye karar verir fakat evine geldiğinde artık bir yuvası olmadığını evinin tamamen yıkıldığını görür teyzesinin bulduğu bir kız ile de nişanlanmıştır ama bu kıza karşı herhangi bir duygusu oluşmaz bu durum kendisini daha da sinir eder artık tamamen paranoyak olan kahramanımız kendisine gelen bu mektubu bir çok çifte de gönderir fakat bu çiftlerin hayatında herhangi bir değişiklik olmaz ayrılmazlar bu durum karşısında kahramanımız daha da delirir en sonunda gidip polise yaşadığı her şeyi anlatır ama polisler alay edip kahramanımızı ciddiye almazlar.